31 Ocak 2011 Pazartesi

Çocuk odası dekorasyonu

Her anne babanın bildiği gibi, hem çocuğa ait alan bırakıp hem de odada çıkacak yayıntı'yı kontrol etmek zordur. Çocuk büyüdükçe odasını oyun odası, yatak odası ve çalışma odası olarak kullanacaktır.


Çocuk odası dekore edilirken gelecek 5, 10 hatta 15 yıl hesaplanarak hareket edilmelidir. Odanın dekorunun temelini ve mobilyalarını basit tutmak, çocuğun büyümesi ile odanın uyum sağlamasına yaradığı gibi, çocuk odasının dekorunun evin genel dekorasyonu ile uyumunun da bozulmamasına yarar. Çocuk odasının dekorasyonu çocuğun doğumu ile başlayan ilk yılda kritik önem taşır ve bu odanın doğru dekorasyonu gelecek yıllarda tüm aileye yarar getirir. 




Bu odaya sağlam ve fonksiyonel mobilyalar konmalıdır. Genç yatağına dönüşebilecek çocuk karyolası, masa olarak da kullanılma özelliği olan çekmeceli sehpalar, içine battaniye ve yastıkların konulabileceği ve daha sonraki yıllarda ise üstüne bilgisayarın veya televizyonun konabileceği gardırop, çocuk odasında tercih edilebilecek fonksiyonel seçeneklerdir. Fiyatı ucuz tutabilmek için cilasız mobilyalar alınıp, daha sonra boyanabilir. Biraz zımparalayıp, birkaç kat boya çekerek, çekmecelerin kulplarını yenileyerek eski bir mobilyayı çocuğunuzun odasına koyabilirsiniz.


Fonksiyonel puflar tekrar popülerleşti. Ahşap küp şeklindeki puf, ebeveynler için yerleştirilen bir sallanan sandalyenin yanına konulabilir. Çocuk küçükken bu pufun üstüne oturup oyun oynar, daha büyüğünde ise sallanan sandalyede rahatça oturup müzik dinler. 
Eğer mobilyalar ve duvar kaplamaları basit tutulursa, çocuğun odasının diğer aksesuarları birkaç yılda bir kolayca değiştirilir. Yeni doğmuş bir çocuğun odasını yumuşak sarı tonda duvar kağıdı ile kaplamak mantıklıdır, nötr renge geçişi olduğu için çocuk büyüdükçe iyi görünecektir.


Duvar kağıdı bordürleri çocuğun odasına farklı anlamlar ve yenilik katmak için idealdir. Bu bordürler hayvan figürleri veya bebek motifleriyle yenilenebilir. Bordürlerde seçilen bir desen, parça halı, perde ve çarşafla tamamlanabilir. Bir odayı kişiselleştirmenin en iyi yolu aksesuarlar kullanmaktır. Çocuk büyüdükçe odasına konulabilecek renkli sandıklar, odanın dağınıklığına çözüm olabileceği gibi çocuk odasına kişilik katar. Konulacak her sandığın, dergi ve kitapların içine konması gibi farklı bir amacı olmalıdır. Odaya raflar kurularak küçük oyuncaklar buralara konulabilir, aynanın yanına ise hobi aksesuarları yerleştirilebilir. Abajurlar ve yer yastıkları arada değiştirilerek renk trendleri yansıtılabilir. 

Çocuğun yaşı 8-12 arasına ulaştığı zaman çocuk odasının dekorasyonuna karışmak isteyebilir. Bu isteklere kulak verilmelidir, ama ev halkının zevki ve maddi koşullar arasındaki dengeyi kurmak ebeveynlere düşer. Tüm seçimleri çocuğunuza bırakmamalısınız, ama yine de ona zaman zaman seçenekler sunmanız, odasına kişilik katması için önemlidir.
Çocuğunuz ergenlik dönemine girdiğinde kendine örnek aldığı şarkıcıların ve sporcuların posterlerini odasına yapıştırmak isteyebilir ve odasının tüm dekorasyonunu kendi kontrol etmek isteyebilir. Bu durumda duvarın zarar görmemesi için posterlerin çerçevelenmesi daha uygundur, bantla yapıştırılması duvara zarar verecektir. Fotoğraflar ve yazıların asılması içinse bir pano asılması daha iyi olacaktır. Deri veya sünger görünümünde bir duvar kağıdı ilginç bir fon oluşturacaktır. Uyumlu bir dekorasyon planı ile tasarlanacak oda, çocuğunuzun doğumundan gençlik dönemine kadar zarafetle onu ağırlayacaktır.

Kaynak: floor.com
Bedava Yardım

30 Ocak 2011 Pazar

gerideneme

deneme







deneme

29 Ocak 2011 Cumartesi

Kulpsuz Tasarımlar Akıllı Çekmece Sistemi


Mobilya, kapı aksesuar ve donanımları alanında 1923 yılından bu yana faaliyet gösteren Häfele, çekmece ray ve sistemleri konusunda uluslararası bir isme sahip olan Grass firmasının sunduğu ve dünyanın ilk akıllı çekmece sistemi olan elektronik kontrollü Sensotronic’i Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturuyor. Çekmecenin herhangi bir noktasına dokunularak sessizce açılıp kapanmasını sağlayan Sensotronic’in diğer avantajları arasında montaj kolaylığı, güvenlik sistemi ve kullanım kolaylığı mevcut.



Zamanla değişen tüketici beklentileri doğrultusunda klasik mobilya donanımlarının dışında genel işlevi etkileyen farklı çözüm arayışlarına girildi. Özellikle bu tip mutfak tasarımlarında kullanılmak üzere Grass tarafından tasarlanan elektronik çözümlerden biri olan Sensotronic, tamamıyla otomatik olarak çekmecelerin açılıp kapanmasını sağlamasıyla dikkat çekiyor. Türkiye’de Häfele tarafından sunulan Sensotronic’de kullanılan ileri teknoloji, çekmeceyi ray boyunca elektronik kontrollü olarak hareket ettirerek birinci sınıf konfor sunuyor.


Sessiz ve konforlu kullanım
2006 yılından itibaren yapılan müşteri anketleri, tasarımcı ve iç mimar gibi bilirkişilerin yorumları sonucunda geliştirilen Sensotronic elektronik çekmece sistemi, özellikle kulpsuz mobilya tasarımlarında, çekmecenin herhangi bir noktasına dokunularak açılıp kapanabiliyor. Sensotronic, çekmece içeriğinin ağırlığından bağımsız olarak çekmece ön paneline el, diz, hatta hafif bir dirsek dokunuşuyla harekete geçiyor, yine hafif bir dokunuşla dilendiği yerde durdurulabilme özelliğiyle de büyük kolaylık sağlarken kulpsuz mobilya tasarımlarının da konforunu artırıyor. Ayrıca günümüz mutfaklarının vazgeçilmezlerinden olan çekmecelerin yavaş ve sessiz açılıp kapanması ve çekmece ön paneli arası mesafenin 3 mm’den fazla olmaması özelliklerini de bu sistemde görmek mümkün.
Sensotronic’in bir diğer özelliği olan montaj kolaylığı sayesinde, herhangi ek bir alete ihtiyaç duyulmadan, sistem kolayca monte edilerek kullanılmaya hazır hale geliyor.

Güvenlik de düşünüldü
Güvenlik açısından da sonsuz çözümler sunan Sensotronic’in sıkışmalara karşı geliştirilen özel koruma mekanizması sayesinde çekmecenin hareketi herhangi bir şekilde engellendiğinde güvenli bir şekilde çekmecenin durmasını sağlıyor. Bu özelliği ile özellikle çocuklu evlerde Sensotronic çekmeceler direnci hissettiğinde durarak el sıkışmalarını ve kazaları da engelliyor.Sensotronic ile donatılmış çekmeceler mutfaklara kattıkları işlev ve kullanım kolaylığı ile mutfak tasarımlarını teknolojik açıdan zenginleştiriyor ve bu özelliklerin sayesinde piyasadaki alternatif tasarımlardan farklılaşabiliyor.



Sizin Hala Mimarınız Yok mu?

Geçenlerde gazetede okuduğum konuyu sizle paylaşmak istiyorum

"Eviniz ağzına kadar dolu ama yine de bir sürü eksiğiniz var. 
Anladım, siz kendi kendinizin dekoratörüsünüz. Oysa bir mimarla anlaşsaydınız hem uzun vadede kâra geçer hem de düzenli bir yerde yaşardınız.

Sadece moda demokratikleşmiyor, tarz-ı hayat söz konusu olduğunda daha birçok alanda demokratikleşmeye tanıklık ediyoruz. 

Dikkat edin mesela... Şimdilerde gittiğiniz küçük ev partilerinde bile ev sahibinin işten iki saat erken çıkıp hazırladığı kanepeleri değil... Bir catering firmasına bağlı garsonun servis ettiği başlangıçları indiriyorsunuz mideye.

Ya da tasarım objeler... Eskiden bunlara cepleri boşaltarak sahip olunurken şimdi her bütçeye uygun tasarım objeler bulunabiliyor.

Mimarla çalışmak da artık sadece zenginlerin harcı değil. Aksine...
İngilizler’in meşhur “Ucuz şey alacak kadar zengin değilim” sözünü “Mimarla çalışmayacak kadar zengin değilim” diye kullanabiliriz.

Mimar Feza Ökten Koca “Mimari danışmanlık hizmeti almak lüks değil, ekonomik bir çözümdür” iddiasında.

Koca, insanların mimardan hizmet almanın pahalı olduğunu düşündüğünü ama kendileri mimarlığa ve iç mimarlığa soyunduklarında işin çok daha pahalıya patladığını söylüyor: 
“Kısa dönemdeki ihtiyaçlarınızı karşılamak adına yapılan alışverişler gelişim, değişim gibi süreçlerinizde size eşlik edemez. Bu değişime ayak uydurmak adına yeniden yapılacak alışverişler size yine ve yeniden masraf yaptırır.”

Mantıklı gelmiyor mu?
Ev alışverişleri de biraz giysi alışverişlerini andırmıyor mu? Gardırobunuz ağzına kadar dolu. Ama buna rağmen hâlâ bir dolu eksiğiniz var. Askılarda altına giyecek uygun pantolonunuzun olmadığı bir sürü üst... Kıyafetlerinizin hiçbirine uymayan ayakkabılar... Oysa en çok giydiğiniz şey beyaz atlet ve en az ondan var. 

Ev de gardırop gibi. Mutfağa yeni bir alet alamazsınız, dolaplar ağzına kadar doludur, koyacak yeriniz yoktur. Oysa daha bardaklarınız eksiktir. Ya da ev mobilyadan geçilmezken dolaplarınız size yetmiyordur. O yeni koltuk yerine, dolabı almanız gerekmez miydi?
Koca, mimarı biraz ressama benzetiyor: “Ressam tablosuna ilk çizgilerini atarken resmin son halini hayalinde canlandırır. Mimar da aynen böyledir.”

Mimar müşterisinin alışkanlıkları ve yaşam tarzı doğrultusunda ona bir dünya tasarlıyor. Bu dünyada her parça birbiriyle uyumlu. 

“Mimar, kişinin ihtiyaçlarına yönelik, uzun vadede hayatını kolaylaştıracak çözümlerle estetiği bir araya getirir. Kullanıcının tahmin edemeyeceği her unsuru hesaba katarak bütün ihtiyaçlarına cevap veren bir yer yaratır” diyor Koca.

“Mimarla çalışmayacak kadar zengin değilim” sözüne dönersek...
Mimar baştan her türlü detayı düşünerek tasarladığı için, işin sonunda ortaya çıkabilecek hatalar sıfırlanıyor. Mimara ödenen bedel müşteriye fazladan bir maliyet getiriyor gibi görünse de aslında müşteri, zaman-kalite hizmeti alıyor; böylece kısa ömürlü ve kalitesi tartışılır objeler, mobilyalar ve eksiklerle dolu düzensiz bir evde yaşamaktan kurtulmaktadır.

Evin rengini kadın seçiyor
Bakın Koca’dan başka neler öğrendim...
Standart dolap seçimi yaparken şu iki soruyu sormak gerekir:

1. İçine koymak istediğiniz ürünlerin yerleşimi için 
uygun mu?

2. Dolabın ölçüsü koymak istediğiniz yere uygun mu?

Kişiye özel dolap tasarımında sizin eşyalarınız belirleniyor ve bunlara uygun bölmeler tasarlanıyor.

Kadınlar evde en çok mutfağı önemserken, banyo ve odalardaki dolap kullanım detaylarıyla da ilgileniyorlar. Evin renk kombinasyonları ile eve kişilik katan aksesuar seçimlerini kadınlar yapıyor.

Erkekler teknolojiyle ilgili kısımlarda karar almayı istiyor. TV üniteleriyle ilgili söz sahibi onlar. Günümüzde giyimlerini de fazlasıyla önemsedikleri için giyim odalarında kendilerine ayrılacak bölümlerin detaylarıyla da ilgileniyorlar. Mümkün olduğunca sade ve az eşyalı yerleri tercih ediyorlar. Rahat bir koltuk, iyi bir TV-ses sistemi onlar için yeterli.

Küçük evlerde hayatı kolaylaştırmak için gömme dolaplar sürgülü kapaklarla destekleniyor. Genel aydınlatmadan ziyade noktasal ve gizli ışıklar bu evlere daha uygun."
Alıntı:Melis Alphan/Hürriyet Kelebek